জান্নাত ও তার সুখ-শান্তি সম্পর্কিত হাদীস ও জান্নাতবাসীদের বৈশিষ্ট

প্রবন্ধ পেইজ পরিচিতি
শিরোনাম: জান্নাত ও তার সুখ-শান্তি সম্পর্কিত হাদীস ও জান্নাতবাসীদের বৈশিষ্ট
ভাষা: তুর্কি
লেখক: মুহাম্মদ মুসলিম শাহীন
সংক্ষিপ্ত বর্ণনা: জান্নাত আল্লাহ তাআলার পক্ষ থেকে এক অমুল্য নেআমাত। যা কোন চক্ষু দেখেনি, কোন কর্ণ শুনেনি, কোন হৃদয় কল্পনা করেনি। সহীহ হাদীসে জান্নাতের নেআমাতরাজী সম্পর্কে বহু বর্ণনা এসেছে।
সংযোজন তারিখ: 2008-02-14
শর্ট লিংক: http://IslamHouse.com/76513
:: এই শিরোনামটি বিষয় অনুসারে নিম্নের ক্যাটাগরিগুলোতে বিন্যস্ত ::
এই ‘বিষয় পরিচিতি’টি নিম্নোক্ত ভাষায় অনূদিত:: তুর্কি - আরবী - থাই - মালয়ালাম - বসনিয়ান
বিষয়ের সংযুক্তিসমূহ ( 2 )
1.
CENNET, CENNET NİMETLERİ VE CENNET EHLİNİN ÖZELLİKLERİYLE İLGİLİ HADİSLER
354.5 KB
: CENNET, CENNET NİMETLERİ VE CENNET EHLİNİN ÖZELLİKLERİYLE İLGİLİ HADİSLER.doc
2.
CENNET, CENNET NİMETLERİ VE CENNET EHLİNİN ÖZELLİKLERİYLE İLGİLİ HADİSLER
183.3 KB
: CENNET, CENNET NİMETLERİ VE CENNET EHLİNİN ÖZELLİKLERİYLE İLGİLİ HADİSLER.pdf
বিস্তারিত বিবরণ

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Allah azze ve celle: Ben iyi kullarıma hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın kalbinden geçmeyen şeyler hazırladım, buyurdu. Allah'ın kitabında bunu tasdik eden delil şu âyettir:'Artık yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne sevinçler saklandığını hiç kimse bilemez." [1]

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz ki cennette öyle bir ağaç vardır ki, bir süvari onun gölgesinde yüz sene yürür." [2]

Sehl b. Sa'd'dan-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz ki cennette bir ağaç vardır ki, bir süvari onun gölgesinde yüz sene yürüse bile onun gölgesini bitiremez."[3]

Ebu Saîd el-Hudrî'nin-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz ki cennette öyle bir ağaç vardır ki, bir süvari, süratli, talimli, iyi cins bir at ile yüz sene yürüse de onu bitiremez."[4]

Ebu Saîd el-Hudrî'nin-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olundu-ğuna göre, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Allah Teâlâ, cennet ehline: Ey cennet ehli!diye hitap buyurur.Onlar: Ey Rabbimiz!Sana iki defa icâbet ederiz ve kullukta dâimiz.Hayır senin iki elindedir, derler.Allah Teâlâ onlara:Râzı oldunuz mu? buyurur. Onlar:Ya Rab! Nasıl râzı olmayalım? Sen bize mahlûkatından hiç kimseye verme-diğini ihsan buyurdun! derler. Allah Teâlâ: Bundan daha kıymetlisini vereyim mi? buyurur. Onlar: Ey Rabbimiz! Bundan daha kıymetli ne olabilir ki? derler. Bunun üzerine Allah: Ben size rızâmı helâl kılıyorum ve artık bundan sonra sizlere ebediyen kızmam! buyurur."[5]

Sehl b. Sa'd'dan-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz ki cennet ehli, cennetteki köşkü, sizin gökte yıldızı gördüğünüz gibi göreceklerdir."[6]

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Ebu'l-Kasım (Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Cennete ilk girecek zümre, ayın on dördüncü gecesindeki sûretinde gireceklerdir.Bunların ardından girenler de semâdaki parlak yıldız sûretinde gireceklerdir.Her birine iki zevce vardır. Bunların bacağının iliği, etinin üstünden görünür. Cennette bekâr yoktur."[7]

Ebu Musa el-Eş'ari'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz ki mü'min için cennette içi boş bir tek inciden bir çadır vardır. Boyu altmış mildir. Mü'mine âit âileler vardır ki mü'min onları dolaşıp ziyâret eder, fakat onlar birbirlerini görmezler."[8]

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Allah azze ve celle, Âdem'i kendi sûretinde yarattı. Onun boyu altmış arşındır.Âdem'i yaratınca: Haydi git de şu cemaate selâm ver.Onlar, oturan bir gurup melekti. Sana ne cevap vereceklerini iyi dinle. Çünkü bu, hem senin,hem de zürriyetinin selâmı olacaktır, buyurdu.Bunun üzerine Âdem gitti ve melekler topluluğuna: Esselâmu Aleyküm dedi.Onlar da:Esselamu Aleyke ve Rahmetullah diye karşıladılar. Ve selamlarına "Ve Rahmetullah" cümlesini eklediler.Cennete giren herkes, Âdem'in sûretinde ve altmış arşın uzunluğunda olacaktır.Lakin insanlar Âdem'den sonra şimdiye kadar kısalmaya devam etmiştir."[9]

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Âdemoğlunun yakmakta olduğu şu ateşiniz, cehennem ateşinin sıcaklığının yetmiş kısmından bir parçadır, buyurdu.Sahâbe: Ey Allah'ın Rasûlü! Vallahi bu bile yetecekmiş, dediler. Rasûlullah-sallallahu aleyhi  ve sellem-: "Cehennem ateşi,her biri dünya ateşi sıcaklığı derecesinde olmak üzere üzerine altmış dokuz kat daha fazla kılındı."[10]

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Cehennemle cennet münâkaşa ettiler. Cehennem: Bana zâlimler ve mütekebbirler girer, dedi. Cennet: Bana zayıflar ve miskinler girer, dedi.Allah azze ve celle cehenneme:'Sen benim azabımsın. Dilediğim kimseye seninle azap ederim, buyurdu.(Belki de:Dilediğime seninle isâbet ederim demiştir). Cennete de:Sen benim rahmetimsin.Dilediğim kimseye seninle merhamet ederim.İkinizi de dolduracak olan vardır, buyurdu."[11]

Enes b. Malik'ten-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Cehennem durmadan: Daha var mı? diyecektir. Nihâyet izzetin Rabbi pak ve yüce Allah ona ayağını üzerine koyar.Bunun üzerine cehennem: İzzetine yemin ederim ki yeter, yeter! der ve parçaları birbirine dürülür."[12]

Ebu Saîd el-Hudrî'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olundu-ğuna göre,Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Kıyâmet günü ölüm,alaca bir koç sûretinde getirilir. (Ebu Kureyb şunu ziyâde etti): Cennet ile cehennem arasında durdurulur.(Hadisin kalan kısmında ittifak etmiş-lerdir). Ardından: Ey cennet ehli! Bunu tanıyor musunuz? denilir. Cennet ehli hemen başlarını kaldırıp bakarlar ve: Evet, bu ölümdür, derler. Sonra: Ey cehennem ehli!Bunu tanıyor musunuz? denilir. Onlar başlarını kaldırıp bakarlar ve:Evet, bu ölümdür derler.Ardından koçun kesilmesi emrolunur ve derhal boğazlanır. Bundan sonra: Ey cennet ehli! Sizler cennette ebedî yaşayacaksınız, artık ölüm yoktur.Ve ey cehennem ehli! Sizler de cehennemde ebedî yaşayacaksınız, artık ölüm yoktur denilir.Bundan sonra Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-  şu âyeti okudu: 'Onları, pişmanlık günü ile korkut. Çünkü onlar hâlâ gaflet içinde ve hâlâ îmân etmemişken iş bitmiş olur.Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- bu âyeti okurken eliyle dünyaya işâret etti."[13]

İbn-i Ömer'den-Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre,Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Allah Teâlâ, cennet ehlini cennete, cehennem ehlini de cehenneme koyar. Sonra aralarında bir tellal kalkıp:Ey cennet ehli! Artık ölüm yoktur, ve: Ey cehennem ehli! Artık ölüm yoktur. Herkes bulunduğu yerde ebedîdir! diyecektir."[14]

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Kâfirin avurt dişi (yahut azı dişi) Uhud (dağı) kadar, derisinin kalınlığı ise üç günlük yol mesafesi kadardır."[15] 

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Cehennemde kâfirin iki omuzunun arası, hızlı giden bir süvarinin üç günlük yol mesafesi kadardır."[16]

Harise b. Vehb el-Huzâî'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle derken işittim demiştir:

"Size cennet ehlini haber vereyim mi? Sahâbe: Evet, dediler.Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-: Zayıf olan ve halk tarafından zayıf görülen her mümin (cennetlik)dir. Allah'a yemin etse, muhakkak ki Allah onu yemininde doğru çıkarır, buyurdu. Sonra da: Size cehennem ehlini haber vereyim mi? Sahâbe: Evet, dediler. Rasûlullah-sallallahu aleyh' ve sellem-: Her katı yürekli, düşman ve kibirli kimsedir."[17]

Abdullah b. Zem'a-Allah ondan râzı olsun- şöyle anlatır: "Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- hutbe okudu da deveyi ve onu boğazlayanı anarak şöyle buyurdu:Semud kavminin en aşağılığı fırladığı zaman..."Buna, Ebu Zem'a gibi kuvvetli, şirret bir adam kalkıştı" dedi. Sonra, kadınlardan bahsederek onlar hakkında öğütler verdi ve: Sizden biriniz karısını ne zamana kadar dövecek? buyurdu."[18]

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Ben, Ka'b oğullarının atası Amr b. Luhay b. Kam'a b.Hındif'i[19], cehennemde bağırsaklarını sürüklerken gördüm."[20]

Âişe-Allah ondan râzı olsun- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle derken işittim demiştir:

"İnsanlar kıyâmet günü yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak haşrolunurlar.Ben de: Ey Allah'ın Rasûlü! Kadınlarla erkekler hepsi birarada olduklarında birbirlerine bakmazlar mı? dedim. Bunun üzerine Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:Ey Âişe! Durum, kadınlarla erkeklerin birbirlerine bakacak olmalarından çok daha vahîmdir."[21]

Abdullah b. Abbas-Allah ondan ve babasından râzı olsun- Peygamber       -sallallahu aleyhi ve sellem-'i hutbede şöyle buyururken işitmiştir:

"Şüphesiz ki sizler Allah'a yürüyerek, yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak kavuşacaksınız!"[22]

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"İnsanlar üç fırka olarak haşredilecekler: Birinci fırka, istekliler, korkanlar.İkinci fırka, iki kişi bir deve üzerinde, üçü bir deve üzerinde, dördü bir deve üzerinde ve on kişi bir deve üzerinde olanlar.Geri kalanlarını da ateş toplayacak; nerede geceyi geçirirlerse, o ateş de onlarla beraber geceler.Onlar nerede istirahat ederlerse, ateş de onlarla beraber istirahat eder.Sabahladıkları yerde onlarla beraber sabahlar. Akşamladıkları yerde, onlarla beraber akşamlar."[23]

Abdullah b. Ömer'den-Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-'in:

"İnsanlar, Âlemlerin Rabbi için kıyama duracağı gün" âyeti hakkında şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "İnsanlardan her biri kulaklarının yarılarına kadar tere batmış olarak kıyâma duracaklardır."[24]

Ebu Hureyre'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz ki kıyâmet günü ter, yerin içine yetmiş kulaç işleyecek ve insanların ağızlarına veya kulaklarına kadar ulaşacaktır." Râvi Sevr,bunların hangisini söylediğin-de tereddüt etmiştir.[25]

Abdullah b. Ömer'den-Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Sizden biriniz vefât ettiğinde, sabah ve akşam ona oturacağı makamı gösterilir.O kimse cennet ehlinden ise, cennetlik; ateş ehlinden ise cehennemlik olacaktır. Ve ona: Kıyâmet günü Allah seni oraya gönderinceye kadar işte senin yerin budur, denilir."[26]  

Ebu Eyyûb'dan-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, birgün güneş battıktan sonra Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- dışarı çıktı ve bir ses işitti,bunun üzerine şöyle buyurdu:

"Yahudiler kabirlerinde azap görüyorlar."[27]

 Enes b. Malik'ten-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Şüphesiz ki kul, kabrine konduğu ve arkadaşları geri dönüp gittiklerinde onların ayakkabılarının seslerini işitir.Buyurdu ki: İki melek gelip onu oturtarak: Şu adam hakkında ne derdin? diye sorarlar.Mü'min: Onun, Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ederim,diye cevap verir. Bunun üzerine ona: Cehennemdeki yerine bak! Allah onun yerine sana cennetten bir yer verdi, denilir. Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: O iki makamını birden görür."[28]

Bera b. Âzib'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Allah, îmân edenleri sâbit sözle yerlerinde tutar, âyeti, kabir azabı hakkında indi. Kabirde ölüye: Rabbin kimdir? diye sorulur.O da: Allah ve Nebim Muhammed der.İşte Allah azze ve celle'nin: Allah, îmân edenleri dünya hayatında da, âhirette de sözleriyle sâbit tutar, âyeti budur, buyurmuştur."[29]

Âişe'den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:

"Kıyâmet günü kim hesaba çekilirse azap görecek-tir, buyurdu. Bunun üzerine ben: Allah azze ve celle, 'İşte kolayca bir hesaba çekilir' buyurmamış mı? dedim. Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: O hesap değildir. Bu dediğin ancak arzdır.Kıyâmet gününde hesapta tartışılan kimse azap görecektir."[30]

Abdullah b.Ömer-Allah ondan ve babasından râzı olsun- Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-'i şöyle buyururken işittim demiştir:

"Allah Teâlâ bir kavme azap etmek isterse, o kavim içinde bulunan her ferde azap isâbet eder. Sonra herkes ameline göre diriltilirler."[31]


[1]Müslim, hadis no: 5050

[2]Müslim, hadis no: 5054

[3]Müslim, hadis no: 5055

[4]Müslim, hadis no: 5056

[5] Müslim, hadis no: 5057

[6] Müslim, hadis no: 5058

[7] Müslim, hadis no: 5062

[8] Müslim, hadis no: 5070

[9] Müslim, hadis no: 5075

[10]Müslim, hadis no: 5077

[11]Müslim, hadis no: 5081

[12] Müslim, hadis no: 5084

[13] Müslim, hadis no: 5087

[14] Müslim,hadis no: 5088

[15] Müslim,hadis no: 5088

[16] Müslim, hadis no: 5091

[17]  Müslim, hadis no: 5092

[18] Müslim, hadis no: 5095

[19]Amr b.Luhay,Şam diyârından put getirip ilk defa Kâbe'ye sokan ve orada ilk defa Allah'a ortak koşulmasına sebep olan kimsedir.(Mütercim)

[20] Müslim, hadis no: 5096

[21] Müslim, hadis no: 5102

[22] Müslim, hadis no: 5103

[23] Müslim, hadis no: 5105

[24] Müslim, hadis no: 5106

[25] Müslim, hadis no: 5107

[26] Müslim, hadis no: 5110

[27]Müslim, hadis no: 5114

[28] Müslim, hadis no: 5115

[29] Müslim, hadis no: 5117

[30] Müslim, hadis no: 5122

[31] Müslim, hadis no: 5127

Go to the Top