പ്രവാചകന്‍ (സ്വ) പാപം ചെയ്തുവോ?

ഫത്‘വകള്‍ ഇനം-വിവരണം
അഡ്രസ്സ്: പ്രവാചകന്‍ (സ്വ) പാപം ചെയ്തുവോ?
ഭാഷ: തുര്‍കിഷ്‌
മുഫ്‌തി: മുഹമ്മദ്‌ സ്വാലിഹ്‌ അല്‍-മുന്‍ജിദ്‌
പരിഭാഷകര്‍: മുഹമ്മദ് മുസ്ലിം ഷാഹീന്‍
പ്രസാധകര്‍: ഇസ്’ലാമിക് കാള്‍ ആന്‍റ് ഗൈഡന്‍സ് സെന്‍റര്‍ - റബ്’വ
സംക്ഷിപ്തം: പ്രവാചകന്‍റെ പാപസുരക്ഷിതത്വത്തെ കുറിച്ചുള്ള അനുകൂലവും പ്രതികൂലവുമായ വീക്ഷണങ്ങളുടെ യാഥാര്‍ത്ഥ്യം ശൈഖ് മുഹമ്മദ് സ്വാലിഹ് മുനജിദ് വ്യക്തമാക്കുന്നു.
ചേര്‍ത്ത തിയ്യതി: 2008-01-04
ബ്രീഫ് ലിങ്ക്: http://IslamHouse.com/71360
താഴെ വരുന്ന ഇനങ്ങള് വിഷയാടസ്ഥാനത്തില് ക്രമീകരിക്കപ്പെട്ടവ
താഴെ പറയുന്ന ഭാഷയിലേക്ക് ഈ കാര്ഢ് ഭാഷാന്തരം ചെയ്തിരിക്കുന്നു: തുര്‍കിഷ്‌ - അറബി - ബെങ്കാളി - തായ്‌ - ബോസ്നിയന്‍ - ഉസ്ബക്‌
കൂടെയുള്ള അറ്റാച്മെന്റ് ( 2 )
1.
PEYGAMBER -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM- HATA ETMİŞ MİDİR?
143.1 KB
: PEYGAMBER -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM- HATA ETMİŞ MİDİR?.pdf
2.
PEYGAMBER -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM- HATA ETMİŞ MİDİR?
1 MB
: PEYGAMBER -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM- HATA ETMİŞ MİDİR?.doc
സംക്ഷിപ്തങ്ങളുടെ വിവരണം

Hamd, yalnızca Allah’adır. Sal t ve sel m da Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’edir.

Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- de peygamberlerden birisidir. Peygamberler, el ilik g reviyle g revlendirildikten sonra Allah Te l ’ya karşı gelmek amacıyla g nah adına hi bir şey işlememişlerdir.Bu, m sl manların  zerinde ittifak ettikleri bir g r şt r. Peygamberler, k   k g nahlardan değil de b y k g nahlardan m sumdurlar.

Nitekim Şeyhul-İsl m İbn-i Teymiyye -Allah ondan r zı olsun- bu konuda ş yle demiştir:

"Hi  ş phesiz ki peygamberlerin, k   k g nahlardan değil de b y k g nahlardan m sum olduklarını s ylemek, İsl m  limlerinin  oğunluğu ve b t n t ifelerin g r ş d r... Bu, aynı zamanda tefsir, hadis ve fıkıh  limlerinin  oğunluğunun g r ş d r.Hatta ilk m sl manlardan, imamlardan, sah beden, t bi nden ve onlara t bi olanlardan,bu g r şe mutabık (uygun) bir g r şten başka bir g r ş nakledilmemiştir."[1]

Bu konu hakkında İlm  Araştırmalar ve Fetv  D im  Komitesi’ne y neltilen soru ş yledir:

Bazı insanlar ki bunlardan bir kesim de ink rcılardır. Onlar ş yle diyorlar:

Neb ler ve ras ller, hat  edebilirler. Yani onlar da diğer insanlar gibi hat  ederler. Devamla ş yle diyorlar: Nitekim yapılan ilk hata;  dem’in oğlu K b l’in, kardeşi H b l’i  ld rmesidir. D v d -aleyhissel m-, aralarında h k m vermesi i in kendisine gelen iki melekten birincisini dinlemiş, ikincisinin davasını dinlememişti. Yunus -aleyhissel m- ve kendisini balığın yutması kıssası, Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in Zeyd b. H rise ile olan kıssası.Bu kimseler diyorlar ki: Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in s ylemesi ve ortaya  ıkarması gereken bir şeyi i inde gizlemişti.

Yine Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ash bı ile olan kıssasında:

"Sizler, d nya ile ilgili işlerinizde daha iyi bilirsiniz" demesidir.

Bu kimseler yine ş yle diyorlar:

"Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu y nden hata etmiştir."

Yine, Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in g zleri g rmeyen ( m ) sah b  ile olan kıssası hakkında şu  yetlerin indiğini s ylemişlerdir:

                             [سورة عبس الآيات: ١ – ٣]

"Yanına g rmeyen ( m ) biri geldiği i in y z n  ekşitti ve sırtını d nd .(Ey Peygamber!) Ne bilirsin, o belki de alacağı  ğ tle arınacaktı."[2]

O halde neb ler ve ras ller ger ekten hata ederler mi? Bu g nahk r kimselere ne ile cevap vermeliyiz?

Bunlara ş yle cevap verilir:

"Evet, neb ler ve ras ller hat  ederler. Fakat Allah Te l  onların bu hatalarını onaylamaz. Aksine onlara ve onların topluluklarına olan rahmetinden dolayı Allah Te l  onlara yaptıkları hataları a ıklar, onların zellelerini affeder, kendisinden bir l t f ve rahmet olarak onların tevbelerini kabul eder.  nk  Allah  ok bağışlayıcı ve  ok merhamet edicidir. Nitekim bu soruda zikredilen konular hakkında Kur’an  yetlerini dikkatlice inceleyen bir kimse bunu a ık a g r r.  dem -aleyhissel m-’ın iki oğlunun olayına gelince, ikisi de peygamberlerden değillerdir.Bununla birlikte Allah Te l , K b l’in kardeşi H b l’i  ld rmekle işlediği k t  amelini Kur’an’da a ıklamıştır."[3]

-Peygamberlikle g revlendirilmeden  nceki durumlarına gelince,İsl m  limleri, peygamberlerden bazı k   k g nahların s dır olabileceğini, b y k g nahların ve zin  ve i ki i mek gibi insanı cehenneme g t ren g nahların onlardan s dır olmayacağını, onların bu b y k g nahlardan m sum (korunmuş) olduklarını s ylemişlerdir.

-Peygamberlikle g revlendirildikten sonraki durumlarına gelince, bu konuda doğru olan g r şe g re, onlardan k   k g nahlar s dır olabilir. Fakat Allah Te l , onların bu k   k g nahlarını onaylamaz.

Şeyhul-İsl m İbn-i Teymiyye -Allah ondan r zı olsun- bu konuda ş yle demiştir:

" limlerin  oğunluğundan nakledilen genel g r ş, peygamberler k   k g nahlardan m sum (korunmuş) değillerdir ve Allah Te l , bu k   k g nahlardan dolayı onları onaylamamıştır.Yine  limlerin  oğunluğu, peygamberlerden k   k g nahların vuk  bulmasının imk nsız olduğunu da s ylemezler. Bu  mmette peygamberlerin tartışmasız m sum olduklarını s yleyen ve bunun i in b y k bir s z s yleyen ilk t ife, R fız lerdir. Zir  onlar, peygamberlerden unutkanlık, yanılma ve tevil yoluyla bile k   k g nahların vuk  bulmayacağını s ylemektedirler."[4]

- Peygamberler, Allah Te l ’nın d nini tebliğ konusunda g nahtan korunmuşlardır.

Nitekim Şeyhul-İsl m İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- bu konuda ş yle demiştir:

"Hi  ş phesiz peygamberlerin n b vvetine (peygamberliğine) del let eden  yetler (mucizeler),onların Allah -azze ve celle-’den haber verdikleri konularda m sum olduklarına del let etmiştir.Onların haber verdikleri şeyler, haktan başka bir şey değildir. İşte, peygamberliğin anlamı budur. Peygamberlerin haber verdiği şeyler, Allah Te l ’nın peygambere gaybtan haber verdiğini, peygamberin de insanlara gayptan haber verdiğini ras l n insanlararı d vet etmeyi ve Rabbinin el ilik g revini onlara tebliğ etmeyi i erir."[5]

Bilmeden işledikleri hatalara gelince, bu yolludur:

-D nya ile ilgili işlerde hata etmeleri.

Bu hata vuk  bulabilir.Nitekim Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’den bu hat  vuk  bulmuştur. O -sallallahu aleyhi ve sellem-, ziraat, tıb, marangozluk ve buna benzer d nya ile ilgili işlerde diğer insanlar gibidir.   nk  Allah Te l , peygamber g nderirken: "Ben, size t cc r veya  ift i veya marangoz veya doktor g nderdim", dememiştir. Bu gibi d nya ile ilgili işlerde hat  etmesi, insanın fıtratındandır.Dolayısıyla bu hat , Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ris letine (el ilik g revine) bir kusur ve leke getirmez.

Nitekim R fi’ b. Had c’ten -Allah ondan r zı olsun- riv yet olunduğuna g re, o ş yle demiştir:

{ قَدِمَ نَبِيُّ اللَّهِ - صلى الله عليه وسلم - الْمَدِينَةَ وَهُمْ يَأْبُرُونَ النَّخْلَ، يَقُولُونَ يُلَقِّحُونَ النَّخْلَ. فَقَالَ: مَا تَصْنَعُونَ؟ قَالُوا: كُنَّا نَصْنَعُهُ، قَالَ: لَعَلَّكُمْ لَوْ لَمْ تَفْعَلُوا كَانَ خَيْرًا، فَتَرَكُوهُ فَنَفَضَتْ   أَوْ فَنَقَصَتْ، قَالَ: فَذَكَرُوا ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ: إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ، إِذَا أَمَرْتُكُمْ بِشَيْءٍ مِنْ دِينِكُمْ فَخُذُوا بِهِ وَإِذَا أَمَرْتُكُمْ بِشَيْءٍ مِنْ رَأْيٍ، فَإِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ } [ رواه مسلم ]

"Allah’ın peygamberi -sallallahu aleyhi ve sellem- Medine’ye geldiklerinde Medineliler hurma ağa larını erkek ve dişi hurma  i ekleri ile aşılıyorlardı. Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara: Ne yapıyorsunuz? diye sordu.Onlar: Biz bunu (eskiden beri) yapar dururuz, dediler. Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Umulur ki siz bunu yapmasaydınız daha hayırlı olurdu, diye buyurdu. Bu s z  zerine onlar bu aşılama işini bıraktılar.Sonunda hurma ağa ları meyvelerini silkip d kt ler veya ağa ların hurmaları az mahs l verdi.Bu durumu Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e zikrettiler. Bunun  zerine o: Ben ancak (sizin gibi) bir insanım. Ben size d ninizden herhangi bir şeyi emrettiğim zaman onu derhal alıp kabul edin. Size (teşri’ olmak  zere değil de d nya işleri ile ilgili olarak) kendi g r ş mden herhangi bir şey ile emredersem, ş phe yok ki ben de ancak bir insanım, buyurdu."[6]

G rd ğ m z gibi Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- d nya ile ilgili bu şeyde hat  etmiştir.   nk  o -sallallahu aleyhi ve sellem-, diğer insanlar gibidir. Fakat o, d n ile ilgili şeylerde bilerek hat  yapmaz.

D n ile ilgili şeylerde bilmeden yapılan hat ya gelince, bu konuda  limlerin tercih olunan g r ş ne g re, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’den bunun gibi hat  vuk  bulabilir. Fakat bu, birincisinin aksine bir durumdur.

Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e bir mesele arzedilr de o meselede yanında dayanacağı herhangi şer’  bir nas yoksa, kendi g r ş yle ictihad edebilir.Nitekim m sl manlardan bir  lim ictihad eder ve ictihadında doğruyu is bet ettirirse, iki ecre sahip olur. Hat  eder de doğruyu is bet ettiremezse, bir ecre sahip olur.

Nitekim Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda ş yle buyurmuştur:

{ إِذَا حَكَمَ الْحَاكِمُ فَاجْتَهَدَ ثُمَّ أَصَابَ فَلَهُ أَجْرَانِ، وَإِذَا حَكَمَ فَاجْتَهَدَ ثُمَّ أَخْطَأَ فَلَهُ أَجْرٌ } [ رواه البخاري ومسلم ]

 "H kim, h k m vermek istediği zaman ictihad eder, sonra (ictihadında) doğruyu is bet ettirirse, kendisine iki ecir verilir. H kim, h k m vermek istediği zaman ictihad eder, sonra (ictihadında) hat  ederse, kendisine bir ecir verilir."[7]

Yine, Bedir savaşında esir alınan esirler kıssasında da Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’den bu olay vuk  bulmuştur.

Nitekim Enes b. M lik’ten -Allah ondan r zı olsun- riv yet olunduğuna g re, o ş yle demiştir:

{ اسْتَشَارَ رَسُولُ اللَّهِ - صلى الله عليه وسلم - النَّاسَ فِي الْأُسَارَى يَوْمَ بَدْرٍ، فَقَالَ: إِنَّ اللَّهَ - عَزَّ وَجَلَّ  - قَدْ أَمْكَنَكُمْ مِنْهُمْ، قَالَ: فَقَامَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ فَقَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ اضْرِبْ أَعْنَاقَهُمْ، قَالَ: فَأَعْرَضَ عَنْهُ النَّبِيُّ - صلى الله عليه وسلم -، قَالَ: ثُمَّ عَادَ رَسُولُ اللَّهِ - صلى الله عليه وسلم - فَقَالَ: يَا أَيُّهَا النَّاسُ! إِنَّ اللَّهَ قَدْ أَمْكَنَكُمْ مِنْهُمْ، وَإِنَّمَا هُمْ إِخْوَانُكُمْ بِالْأَمْسِ، قَالَ: فَقَامَ عُمَرُ فَقَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ! اضْرِبْ أَعْنَاقَهُمْ، فَأَعْرَضَ عَنْهُ النَّبِيُّ - صلى الله عليه وسلم -، قَالَ: ثُمَّ عَادَ النَّبِيُّ - صلى الله عليه وسلم - فَقَالَ لِلنَّاسِ مِثْلَ ذَلِكَ، فَقَامَ أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ! إِنْ تَرَى أَنْ تَعْفُوَ عَنْهُمْ، وَتَقْبَلَ مِنْهُمْ الْفِدَاءَ؟ قَالَ: فَذَهَبَ عَنْ وَجْهِ رَسُولِ اللَّهِ - صلى الله عليه وسلم - مَا كَانَ فِيهِ مِنْ الْغَمِّ، قَالَ: فَعَفَا عَنْهُمْ، وَقَبِلَ مِنْهُمْ الْفِدَاءَ، قَالَ: وَأَنْزَلَ اللَّهُ - عَزَّ وَجَلَّ -:                            [ سورة الأنفال الآيات: ٦8 – ٦٩] } [ رواه مسلم ]

"Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Bedir g n  esirler konusunda insanlarla (ashabı ile) istişarede bulunup: Ş phesiz ki Allah -azze ve celle-, onlara karşı size g   ve kuvvet vermiştir, buyurdu.  mer b. Hatt b kalkıp : Ey Allah’ın el isi! Boyunlarını vur, dedi. Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ondan y z n   evirdi. Sonra Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- d n p : Ey insanlar! Ş phesiz ki Allah, onlara karşı size g   ve kuvvet vermiştir. Onlar, d n ancak sizin kardeşlerinizdi, buyurdu.  mer kalkıp: Ey Allah’ın el isi! Boyunlarını vur, dedi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ondan y z n   evirdi. Sonra d n p insanlara aynı s z  s yledi. Ebu Bekir ayağa kalktı ve: Ey Allah’ın el isi! Uygun g r rsen onları affet ve onlardan fidyeyi kabul buyur, dedi. Bunun  zerine Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in y z ndeki  z nt  ve keder belirtileri hemen gitti. Ardından onları affetti ve onlardan fidye aldı. Bunun  zerine Allah -azze ve celle- şu  yeti indirdi: ’Eğer Allah’ın Levh-i Mahfuz’da yazdığı daha  nceki bir h k m olmasaydı, aldığınız fidyeden dolayı size b y k bir azap dokunurdu."[8]

G rd ğ m z gibi bu olayda Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanında a ık bir nas olmadığı i in ictihad edip ash bı ile istiş re etmiş, dolayısıyla tercihte hat  etmiştir.

S nnette ise, bunun benzeri pek azdır.Bu sebeple bizler, neb ler ve ras llerin m sum olduklarına inanmamız,onların Allah Te l ’nın emir ve yasaklarına asla karşı gelmediklerini bilmemiz ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in d nya ile ilgili işlerde hat  yaptığını sebep g stererek vahyi tebliğ etme konusunda onu laf s ylemek isteyen kimsenin s z ne son derece dikkat etmemiz gerekir.

Aynı şekilde, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in haber verdiği bazı şer’  h k mlerin, onun kişisel ictihadları olduğunu ve bunların doğru ve yanlış olabileceğini s yleyen sapıkların s zlerine de son derece dikkat etmemiz gerekir.

Bu sapıklar, Allah Te l ’nın şu s z n  hi  okumazlar mı?

                          [ سورة النجم الآيات: ١ – ٥ ]

"O kendi hev  ve hevesinden konuşmaz. O, (konuştuğu şeyler) kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir."[9]

Allah Te l ’dan, bizi b tıla sapmaktan uzak tutmasını ve bizi sapıklıktan korumasını dileriz.

Yine de en doğrusunu Allah Te l  bilir.

 


[1] Şeyhul-İslam İbn-i Teymiyye, ’Mecm u’l-Fet v ’, cilt: 4, sayfa: 319

[2] Abese S resi: 1-3

[3] Fetv  Heyetini oluşturanlar: Aburrezzak Af f , Abdullah b. Ğudeyy n, Abdullah b. Ku d. İlm  Araştırmalar ve Fetv  D im  Komitesi Fetv ları, cilt: 3, sayfa: 194, fetv  numarası: 6290

[4] Mecm u’l-Fet v , cilt: 4, sayfa: 320

[5] Şeyhul-İslam İbn-i Teymiyye, ’Mecm u’l-Fet v ’, cilt: 18, sayfa: 7

[6] M slim, hadis no: 6127

[7] Buh r , hadis no: 6919, M slim, hadis no: 1716    

[8] Enf l S resi: 67, İmam Ahmed, hadis no: 13143

[9] Necm S resi: 3-4

Go to the Top