İnsanlara dînleriyle ilgili şeyleri öğretmek ve onları iyiliğe dâvet etmek, peygamberlerin yaptıkları ve Allah Teâlâ’nın kendilerini bunun için gönderdiği bir davranıştır ki bu, en büyük görevdir. Allah Teâlâ, bu görev için insanların en fazîletlisini seçmiştir. Bu sebeple Allah Teâlâ, bir kimseye insanlara dînlerini öğretmek ve onları iyiliğe yöneltmek için peygamberlerin yolunda yürümeyi muvaffak kılarsa, hiç şüphe yok ki o kimse, ilmin yayılması ve iyiliğin emredilip kötülükten alıkonulması gibi yeryüzünde iyiliğin meydana gelmesine ve Allah Teâlâ’nın insanlar üzerindeki huccetini ikâme etmesine vesîle olduğu için büyük bir iyiliğe nâil olmuş olur.

Şer’î ilmin, dîndeki yeri çok büyüktür. Allah Teâlâ müslümanları dînî ilmi öğrenmeye teşvik ederek onlardan bunu istemiş ve ilim ehlini, ilim ehli olmayanlardan üstün tutmuştur. İlim öğrenerek Allah Teâlâ’yı gereği gibi tanımak, emir ve yasaklarını bilmek, dîni ayakta tutmak gibi sebeplerden dolayı, Allah Teâlâ ilim öğrenmeyi rızâsına yaklaştıran en fazîletli amel ve cennete girmenin en büyük sebeplerinden birisi kılmıştır.Bu sebeple âlimler, peygamberlerin vârisleridir.Dolayısıyla dînî ilmi insanlara mîras olarak bırakan peygamberlerdir. Peygamberlerin mîrası olan bu ilmi alan, onlara vâris olmuş olur. Allah Teâlâ bir kula iyilik dilerse, ona dîninin emirlerini öğrenmenin yollarını kolaylaştırır.

Şer’î ilmin, dîndeki yeri çok büyüktür. Allah Teâlâ müslümanları dînî ilmi öğrenmeye teşvik ederek onlardan bunu istemiş ve ilim ehlini, ilim ehli olmayanlardan üstün tutmuştur. İlim öğrenerek Allah Teâlâ’yı gereği gibi tanımak, emir ve yasaklarını bilmek, dîni ayakta tutmak gibi sebeplerden dolayı, Allah Teâlâ ilim öğrenmeyi rızâsına yaklaştıran en fazîletli amel ve cennete girmenin en büyük sebeplerinden birisi kılmıştır.Bu sebeple âlimler, peygamberlerin vârisleridir.Dolayısıyla dînî ilmi insanlara mîras olarak bırakan peygamberlerdir. Peygamberlerin mîrası olan bu ilmi alan, onlara vâris olmuş olur. Allah Teâlâ bir kula iyilik dilerse, ona dîninin emirlerini öğrenmenin yollarını kolaylaştırır.

Şer’î ilmin, dîndeki yeri çok büyüktür. Allah Teâlâ müslümanları dînî ilmi öğrenmeye teşvik ederek onlardan bunu istemiş ve ilim ehlini, ilim ehli olmayanlardan üstün tutmuştur. İlim öğrenerek Allah Teâlâ’yı gereği gibi tanımak, emir ve yasaklarını bilmek, dîni ayakta tutmak gibi sebeplerden dolayı, Allah Teâlâ ilim öğrenmeyi rızâsına yaklaştıran en fazîletli amel ve cennete girmenin en büyük sebeplerinden birisi kılmıştır.Bu sebeple âlimler, peygamberlerin vârisleridir.Dolayısıyla dînî ilmi insanlara mîras olarak bırakan peygamberlerdir. Peygamberlerin mîrası olan bu ilmi alan, onlara vâris olmuş olur. Allah Teâlâ bir kula iyilik dilerse, ona dîninin emirlerini öğrenmenin yollarını kolaylaştırır.

Niyet, her amelin temelidir. Bu sebeple insanın amelinin kabul veya red edilmesi, ancak onu işleyenin niyetine göredir.Dolayısıyla her kim, bir ameli ihlaslı olarak Allah Teâlâ için işler ve onunla âhiret yurdunu elde etmek isterse, ameli de Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetine uygun olursa, ameli ondan kabul olunur.Her kim de Allah Teâlâ’dan başkası adına o ameli işlemeye niyet eder veya amelini ihlaslı olarak yapmayıp o ameline, Allah Teâlâ ile birlikte bir başkasını ortak koşarsa, ameli red olunur ve o amel (kıyâmet günü) sahibinin başına belâ olur.

Niyet, her amelin temelidir. Bu sebeple insanın amelinin kabul veya red edilmesi, ancak onu işleyenin niyetine göredir.Dolayısıyla her kim, bir ameli ihlaslı olarak Allah Teâlâ için işler ve onunla âhiret yurdunu elde etmek isterse, ameli de Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetine uygun olursa, ameli ondan kabul olunur.Her kim de Allah Teâlâ’dan başkası adına o ameli işlemeye niyet eder veya amelini ihlaslı olarak yapmayıp o ameline, Allah Teâlâ ile birlikte bir başkasını ortak koşarsa, ameli red olunur ve o amel (kıyâmet günü) sahibinin başına belâ olur.

Niyet, her amelin temelidir. Bu sebeple insanın amelinin kabul veya red edilmesi, ancak onu işleyenin niyetine göredir.Dolayısıyla her kim, bir ameli ihlaslı olarak Allah Teâlâ için işler ve onunla âhiret yurdunu elde etmek isterse, ameli de Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetine uygun olursa, ameli ondan kabul olunur.Her kim de Allah Teâlâ’dan başkası adına o ameli işlemeye niyet eder veya amelini ihlaslı olarak yapmayıp o ameline, Allah Teâlâ ile birlikte bir başkasını ortak koşarsa, ameli red olunur ve o amel (kıyâmet günü) sahibinin başına belâ olur.

Bu konferansta hayatta başarının anahtarı açıklanmaktadır.

Bu konferansta kıyâmetin büyük alâmetlerinden birisi olan İsa -aleyhisselâm-’ın yeryüzüne inmesi açıklanmaktadır.

Bu konferansta kıyâmetin büyük alâmetlerinden birisi olan Mesih Deccâl’in zuhur etmesi (ortaya çıkması) açıklanmaktadır.

Bu konferansta kıyâmetin büyük alâmetlerinden birisi olan Mehdî -aleyhisselâm-’ın zuhur etmesi (ortaya çıkması) açıklanmaktadır.

Allah Teâlâ, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’i bütün alemlere rahmet olarak göndermiştir.

Bu konferansta hak yolun işâretleri açıklanmaktadır.

Bu konferansta gayri müslimlerle nasıl muamele edilmesi gerektiği açıklanmaktadır.

Bu konferansta teşbih ve tenzih açısından Allah Teâlâ’nın istivâ sıfatı açıklanmaktadır.

Biz, müslümanız ve Allah Teâlâ’nın yoluna davet etmek istiyoruz.

Konuşmacı, ehl-i sünnet vel-cemaate muhalif olan günümüz bid’at fırkalarının belirgin özelliklerini açıklamaktadır.

Konuşmacı bu derste, ehl-i sünnet vel-cemaate göre kaza ve kaderin tanımını ve bununla ilgili konuları açıklamaktadır.

Konuşmacı bu derste, ehl-i sünnet vel-cemaate göre îmânın tanımını açıklamaktadır.

Bu konferansta anne ve babaların çocuk eğitimindeki hatalarının birinci bölümü açıklanmaktadır.

Bu konferansta Allah Teâlâ ile ticâretin nasıl olacağı ve bu mübzrek ticâretin akîbetinin ne olduğu açıklanmaktadır.

Müslümanlar arasındaki görüş ayrılıkları, İslâm kardeşliğine engel olmamalıdır.

Konuşmacı, çocuklarımıza Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sevgisini nasıl verebileceğimizi açıklamaktadır.

Ehl- Sünnet vel-Cematin genel özelliklerinin belirli vasıfları delillerle açıklanmaktadır.

Bu konferansta müslüman kadının bu dünya hayatında evine, evladına, çocuklarına, dînine ve toplumuna karşı olan mesuliyetleri açıklanmaktadır.