শান্তি প্রদানের ক্ষেত্রে সীমালংঘন না করা
Ebû Hüreyre (r.a.)’dan gelen rivayete göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Bir karınca Peygamberlerden bir Peygamberi ısırdı. O da, karıncaların köyünün yakılmasını emir buyurdu ve yakıldı. Allahu Teâlâ da bu olay üzerine şöyle vahyetti:
“Seni bir tane karınca ısırdı, sen de Allah’ı tesbih eden bir topluluğu yaktın?”[1]
v Yine Müslim’de (149/2241) gelen bir lafız şöyledir:
“Peygamberlerden bir Peygamber bir ağacın altında oturdu. Bu arada bir karınca gelip onu ısırdı. Emir verdi eşyaları ağacın altından çıkarıldı sonra da karıncanın yuvası yakıldı. Bu olay üzerine Allah (c.c.) şöyle vahyetti: “Bir tane karınca değil miydi seni ısıran?”
v Müslim’de (150/2241) gelen başka bir lafız şöyledir:
“Peygamberlerden birisi (bir gün) bir ağacın altında oturuyordu, derken oracıkta bir karınca onu ısırdı. Emir buyurdu ağacın altındaki eşyaları çıkartıldı ve ateşle yuvası yakıldı. Allahu Teâlâ ona şöyle vahyetti: “Seni ısıran karınca bir tane değil miydi?”
v Buhârî’de (3019) gelen hadis lafzı şöyledir:
“Bir karınca Peygamberlerden bir Peygamberi ısırdı. Peygamberde karıncanın yuvasının yakılmasını emretti ve yakıldı. Bunun üzerine Allah (c.c.) ona şöyle vahyetti: “O senin yaktırdığın karınca, Allah’ı tesbih eden topluluklardan bir topluluk idi?”
v Yine Buhârî’de (3319) gelen (başka) bir lafız şöyledir:
“Peygamberlerden bir Peygamber bir ağacın altında oturdu, derken oracıkta bir karınca onu ısırdı. O da ağacın altından eşyalarını çıkartmayı emir etti ve sonra da yuvasının yakılmasını emir buyurdu ve yakıldı. Bunun üzerine Allahu Teâlâ ona şöyle vahyetti: “Seni ısıran karınca bir tane değil miydi?”
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Müttefekun aleyh. Lafız Müslim'e aittir (2241).