റബീഉല് അവ്വല് പന്ത്രണ്ടിനുള്ള നബിദിനാഘോഷം
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ş yle buyurmuştur: "Ak t yl koyunun kanı Allah’a iki siyah koyunun kanından daha sevimlidir."[1]
Bu davranış, İsa’nın doğum g n kutlama merasimi olarak bilinen şeyde hıristiyanlara benzemektir. C hil m sl manlar ya da sapıtmış limler Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in doğum g n m n sebetiyle her yıl Reb ul-Evvel ayında O’nun doğum g n n kutlamaktadırlar. Kimi m sl manlar, bu mer simi c milerde, kimisi evlerde, kimisi de bu iş i in hazırlanan yerlerde d zenlemektedirler. Bu mer simlere ayak takımı ve c hil pek ok insan iştirak edip hıristiyanların İsa-aleyhissel m-’ın doğum g n n kutladıkları gibi kutlayıp onlara benzemektedirler.
Genellikle bu kutlamalar, i erisinde Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hakkında aşırıya gidilen kas deler okunan, Allah’a değil de Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e yalvaracak ve O’ndan yardım dileyecek dereceye varacak şekilde şirke g t ren ameller ve irkin şeylerle doludur.Oysa Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kendisinin aşırı bir şekilde v lmesini yasaklamış ve ş yle buyurmuştur:
“Beni, hıristiyanların Meryem oğlu İsa’yı aşırı bir şekilde vd kleri gibi vmeyin. Ben, ancak bir kulum ve (benim i in) Allah’ın kulu ve el isidir, deyin.”[1]
Mevlid-i Nebev ’yi kutlayan kimi insanlar, Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in onların kutlamalarında hazır bulunduğuna bile inanmaktadırlar.
Bu kutlamalarla birlikte algılar alınmakta, topluca kas deler s ylenip tefler alınmakta ve buna benzer bid’at ı tasavvuf uların yaptığı zikirlerinden olan irkin şeyler olmaktadır.
Bu kutlamalarda, erkeklerle kadınlar birarada bulunabilmektedir.Bu davranış, fitneye sebep olur ve hay sızlığa kadar g t r r.
Bu kutlamalarda, -iddi ettikleri gibi- bu sakıncalı durumlar olmasa ve sadece toplanıp yemek yemek ve sevin duymak i in bile olsa d ne sonradan sokulan bir yeniliktir.Sonradan d ne sokulan her yenilik de Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in:
“(D ne sonradan sokulan) her yenilik, bid’attır, her bid’at da dal lettir.”
buyurduğu gibi, bid’attır.
Aynı şekilde, diğer kutlamalarda yapılan irkin şeyler, bu kutlamalarda da ileri gidilerek aynı şeyler yapılabilir.
Mevlid-i Nebev ’yi kutlamak, bid’attır, dedik. nk bu kutlamanın Kur’an ve s nnette hi bir del li yoktur. Sah be, t bi n, etb ut-t bi n ve selefi s lihten hi kimse de bunu yapmamıştır.
Mevlid-i Nebev ’yi kutlamak, hicr 4. y zyıldan sonra ortaya ıkmıştır.İlk defa ortaya ıkaranlar da şi nın bir kolu olan F tım lerdir.
İmam Eb Hafs T cudd n F kih n -Allah ona rahmet etsin- ş yle der:
“Cemaatten bazı kimselerin -Allah onları m b rek kılsın-, Reb ul-Evvel ayında toplanıp yapmakta oldukları ve adına mevlid dedikleri amel hakkında tekrar tekrar soru sormaktadırlar.Bu amelin d nde bir aslı ve esası var mıdır? Meselenin a ıklanarak bu konudaki cevabın doyurucu olmasını istemektedirler.
Dedim ki: Başarı Allah’tandır. Bu doğum g n n kutlamakla ilgili Kur’an ve s nnetten ne bir del l biliyorum, ne de dinde bize rnek olan ve ilk m sl manların izledikleri şeylere sıkı sıkıya bağlı kalan bu mmetin limlerden b yle bir şeyin nakledildiğini biliyorum. Aksine bu, işsiz ve g s z kimselerin ve nefislerinin hev ve arzusuna uyan yiyicilerin ihd s ettiği şeylerdir.”[2]
Şeyhul-İsl m İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- bu konuda ş yle der:
“Yine, bazı insanların ihd s ettikleri şey, ya İsa -aleyhissel m-’ın doğum g n n kutlayan hıristiyanlara benzemektir, ya da Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’e sevgi duymak ve saygı g stermektir. İnsanlar, doğum g n n kutlama konusunda farklı olmalarına rağ-men, her kim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in doğum g n n bayram edinirse, (bilsin ki) seleften hi kimse bunu yapmamıştır. Bunda hayır olsaydı veya bunu yapmak daha tercih edilen bir g r ş olsaydı, onlar Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’i bizden daha ok seviyor ve bizden daha ok O’na saygı duyarlardı. nk onlar, hayıra bizden daha d şk nd rler.Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’i sevmek ve O’na saygı g stermek, ancak O’nun yaptığı gibi yapmak, O’na itaat etmek, O’nun emirlerine uymak, gizli ve a ık olarak s nnetini yaşatmak, g nderildiği bu d ni yaymaya alışmak ve bu uğurda kalp ile, el ile ve dil ile cih d etmektedir. nk bu yol, ilk m sl manlar olan Muh cir, Ens r ve onlara en g zel bir şekilde t bi olanların yoludur.”[3]
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in doğum g n n kutlama bid’atını inkar etme konusunda eskiden olduğu gibi, g n m zde de eşitli ris le ve kitaplar yazılmıştır. Bunun bid’at ve hıristiyanlara benzeme oluşunun yanında, bu olay evliy , şeyh ve liderlerin doğum g nlerini kutlama gibi, başka doğum g nlerini kutlamaya kadar g t r r ki bir ok şer kapısının a ılmasına sebep olur.