ഖുര്ആന് വിമര്ശകരും അവരുടെ അജ്ഞതയും
Beyhaki şöyle der[1]:
Rasulullah (s.a.v.) (az yukarıda geçen) bu haberiyle kendisinden sonra ortaya çıkacak bidatçileri reddetmiştir. Söylediğide daha sonra doğru olarak ortaya çıkmıştır.
Beyhaki daha sonra Şebib b. Ebu Fudale el-Mekki’den senediyle şu rivayeti nakleder:
İmran b. Husayn (r.a.) şefaatla ilgili hadisi zekreder[2]Oradikelerden bir tanesi
-Ya eba’n Nuceyd! Siz bizlere hadisler anlatıyorsunuz fakat biz bunlarla ilgili Kur’an’da bir asıl bulamıyoruz, deyince İmran kızar ve dama şöyle der:
- Sen kur’an’ı okudun mu?
- Evet.
-Peki kur’an’ın hiçbir yerinde yatsı namazının farzının dört, akşamınkinin üç, sabahınkinin iki, öğleye ikindininkinin de dört rekat olduğuna rastladın mı?
- Hayır.
- Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Rasulullah’tan (s.a.v.) öğrenmedik mi? Peki Kur’an’da kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı?
- Hayır.
- Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Rasulullah’tan (s.a.v.) öğrenmedik mi? Keza Kur’an’da
“eski evi (Kabe’yi) tavaf etsinler” (Hac: 22/29)
ayetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi deva tavaf edin. makam’ın arkaında iki rekat namaz kılın diye bir ifadeye rastladınız mı? Aynı şekilde Allah Rasulünün (s.a.v.) buyurduğu şu hususlar Kur’an’da var mı?
“Zekatını verecek olanın malını zekat tahsildarının ayağına kadargetirmesi, malını bulunduğu yerden uzaklaştırması, birbirlerine kız kardeşlerini verecek kişlerin mehirsiz evlenmesi İslamda yoktur”[3]
...Peki Allah Teala’nın (c.c.) Kur’an’ında şöyle buyurduğunu duymadınız mı?
“Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının” (Haşr: 59/7)
İmran daha sonra şöyle söyler:
- sizin ilginizin olmadığı, Rasulullah’tan (s.a.v.) öğrendiğimiz daha başka şeyler de var.
Beyhaki bu rivayeti verdikten sonra şöyle der:
“Hadisin Kur’an’a arz edilmesi” hadisen gelince, sahih değildir, batıldır. Batıl olduğu, hadisin kendisinden ortaya çıkıyor. Çünkü Kur’an’da, sünnetin Kur’an’a arz edilmesine dair bir işaret yoktur.[4]
Beyhaki’nin el-Medhal ila Delaili’n Nübüvve adlı Medhal-i Sağir eserindeki açıklamları bu kadardır. Konuyu Medhal-i Kebir diye maruf el-Medhal ile’s Sünen adlı kitabında daha genişçe ele almış ve şöyle demiştir: