محبة النبي صلى الله عليه وسلم
PEYGAMBERİMİZ MUHAMMED -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM-’İ BAŞKASINDAN DAHA FAZLA SEVMEMİZ GEREKİR
Hamd, yalnızca Allah’adır.
1. Allah Te l , Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’i sevmeyi zerimize farz kılmıştır.
Nitekim Allah Te l bu konuda ş yle buyurmuştur:
"(Ey m sl manlar!) Allah’a itaat edin, Rasule itaat edin ve (Allah’a karşı gelmekten) sakının! Eğer (O’na itaattten) y z evirirseniz, bilin ki Ras l m z n g revi, ancak apa ık duyurmaktır (tebliğdir)." ( M ide S resi: 92 )
2. Allah Te l , Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat etmeyi, kendisine itaat olarak kabul etmiştir.
Nitekim Allah Te l bu konuda ş yle buyurmuştur:
"“Kim, Ras l’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim de (Allah’a ve Ras l ne itaat etmekten) y z evirirse, (bilmelisin
ki Ey Muhammed!) Biz, seni onların zerine bir g zetleyici olarak g ndermedik.” ( Nis S resi: 80 )
3. Allah Te l , Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e itaat etmekten y z evirmeyi şiddetle yasaklamış ve ona itaat etmekten y z evirdiği takdirde m sl manın başına şirk fitnesinin gelebileceğini haber vermiştir.
Nitekim Allah Te l bu konuda ş yle buyurmuştur:
"(Ey m ’minler!) Ras lullah’ı, kendi aranızda birbirinizi ağırır gibi, (Ey Muhammed! diye) ağırmayın. (Onu, Ey Allah’ın peygamberi! Ey Allah’ın el isi! diyerek şereflendirin). İ inizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri Allah mutlaka bilmektedir.Bu sebeple O’nun (Ras lullah’ın) emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bel nın gelmesinden veya hirette acıklı bir az ba uğratılmalarından sakınsınlar.” ( N r S resi: 63 )
4. Allah Te l , Peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e verdiği peygamberlik makamının, m ’minlerin, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’e ihtiram g stermelerini ve ona saygılı davranmalarını gerektirdiğini haber vermiştir.
Nitekim Allah Te l bu konuda ş yle buyurmuştur:
"(Ey Muhammed!) Muhakkak ki biz seni, ( mmetine g nderdiğimiz şeyi a ıklaman i in) bir ş hit, (sana itaat edeni cennetle m jdeleyen) bir m jdeleyici ve (sana karşı geleni d nya ve hiretteki azap ile uyaran) uyarıcı olarak g nderdik ki Allah’a ve Ras l ne m n edesiniz, O’nun (Allah’ın) d nine yardım edesiniz, ona (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e) saygı g steresiniz ve Allah’ı da sabah-akşam tesbih edesiniz." ( Fetih S resi: 8-9 )
5. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’i gereği gibi sevmedik e, m sl manın m nı tamam olmaz.
Hatta m sl manın, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-i, babasından, evl dından, nefsinden ve b t n insanlardan daha ok sevmedik e, m nı tam olmaz.
Nitekim Enes b. M lik’ten riv yet olunduğuna g re, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda ş yle buyurmuştur:
"Ben, birinize babasından, evl dından ve b t n insanlardan daha sevimli olmadık a (tam anlamıyla) m n etmiş sayılmaz." ( Buh r , hadis no: 15, M slim, hadis no: 44 )
Abdullah b. Hiş m’dan -Allah ondan r zı olsun- riv yet olunduğuna g re o ş yle demiştir:
"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in mer b. Hattab’ın elinden tuttuğu bir sırada biz de onunla birlikteydik. mer ona dedi ki: Ey Allahın el isi! Yem n ederim ki sen bana, - nefsim dışında- her şeyden daha sevimlisin! Bunun zerine Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: Hayır! Nefsim elinde olan Allah’a yem n ederim ki, ben sana nefsinden de daha sevimli olmadık a tam m n etmiş olmazsın.Bunun zerine mer ona: Allah’a yem n ederim ki şimdi sen bana her şeyden daha sevimlisin, deyince, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-:İşte şimdi oldu, ey mer! buyurdu." (Buh r , hadis no: 6257 )
Şeyhul-İsl m İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- bu konuda ş yle demiştir:
"Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’i herkesten daha ok sevmenin ve ona saygı g stermenin farz oluşunun sebebine gelince, zir d nya ve hiretteki hayır ve iyiliğin en b y ğ ; Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e m n edip ona ittib etmedik e bu bize nasip olmaz. (Her t rl iyilik, bize, ancak onun elinden nasip olur.) Bunun sebebi ise; hi kimse, Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e m n etmeden, onu sevmeden, ona dostluk beslemeden ve ona ittib etmeden, Allah Te l ’nın azabından kurtulması ve O’nun rahmetine kavuşması m mk n değildir. Allah Te l , bu kimseyi, onun vesilesiyle d nya ve hiret azabından kurtarır. İnsanı, d nya ve hiret iyiliğine ulaştıran Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’dir. Bu sebeple nimetlerin en b y ğ ve en faydalısı, m n nimetidir.Bu nimet ise, ancak onun vesilesiyle olur. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- herkese, kendi nefsinden ve malından daha faydalıdır. nk Allah Te l , onun vesilesiyle insanları k f r ve şirk karanlıklarından m n n runa ıkarır.Bunun i in ondan başka bir yol yoktur. Kişinin kendi nefsine ve malına gelince, kendisini Allah Te l ’nın azabından hi bir şey kurtaramaz." ( Mecm ’u’l-Fet v , cilt: 27, sayfa: 246 )
Bazı limler de bu konuda ş yle demişlerdir:
"Kul, Allah Te l ’nın kendisini k fr n karanlıklarından m n n runa Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- vesilesiyle ıkararak, Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- tarafından kendisi i in h sıl olan faydayı iyice d ş nd ğ zaman, kendisinin s rekli olan cennet nimetlerinde ebed olarak kalacak oluşunun sebebini anlamış olur. Yine, kendisinin yararlanacağı bu faydanın b t n d nyev faydalardan daha b y k olduğunu anlamış olur. Bu sebeple Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’i sevmesinden dolayı o, başkasından daha fazla pay olmaya hak kazanmış olur. L kin insanlar, bunu d ş nmeleri ve bundan habersiz olmaları sebebiyle bu muhabbet konusunda farklıdırlar.Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’e ger ek anlamda m n eden hi kimsenin vicdanında Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in muhabbeti eksik olmaz. ( nk bu ona m nın gereğidir). Ancak insanlar ona muhabbet konusunda birbirlerinden farklı konumdadırlar. Kimisi, bu mertebeden daha ok, kimisi de - oğu zaman şehev duyguları kendisine sevimli gelen ve gaflete dalan kimse gibi- daha az nasip alır.L kin pek ok kimse, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in adı anıldığı zaman onu g rmeye zlem duyar, onu kendi ilesine, ocuklarına, malına ve babasına tercih eder, onlardan st n tutar.Ancak bu durum, gafletlerin birbiri ardınca gelmesi sebebiyle hızla kaybolur gider.Bu durumu Allah’a hav le ederiz." ( Fethu’l-B r , cilt: 1, sayfa: 59 )
Nitekim Allah Te l ’nın şu s z bu anlama iş ret etmiştir:
"Peygamber, m minlere kendi nefislerinden daha yakındır.Onun eşleri de onların (m ’minlerin) anneleri (gibi)dir.(Bu sebeple Peygamberden sonra onlarla evlenmek haramdır). Akraba olanlar, miras bakımından Allah’ın kitabında, birbirlerine diğer m minlerden ve muh cirlerden daha yakındırlar. Ancak (ey m sl manlar! V rislerin dışındaki) dostlarınıza bir iyilik yaparsanız, bu kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış ve takdir edilmiştir." ( Ahz b S resi: 6 )
M fessir İbn-i Kesir -Allah ona rahmet etsin- bu konuda ş yle demiştir:
"Allah Te l , el isi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in mmetine olan şefk tini ve onlara olan nasihatını bildiğinden dolayı, onu, m ’minlere nefislerinden daha yakın ve onun h km n onların tercihlerine st n kılmıştır." ( İbn-i Kesir Tefsiri, cilt: 6, sayfa: 380 )
Değerli lim Abdurrahman b. N sır es-Sa’d de -Allah ona rahmet etsin- bu konuda ş yle demiştir:
"Allah Te l , o h le g re hareket etsinler diye, el isi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’i tanıyacakları h lini ve mertebesini m ’minlere haber vermektedir.
Nitekim ş yle buyurmuştur:
"Peygamber, m minlere kendi nefislerinden daha yakındır." ( Ahz b S resi: 6 )
İnsana daha yakındır ve nefsinin sahip olduğu şeye daha hak sahibidir.Dolayısıyla Ras l, ona, kendi nefsinden daha hak sahibidir. nk Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara nasihat, şefk t ve acımak i in b t n g c n harcamıştır. Ondan daha rahmetli ve daha acıyan hi bir yaratılmış yoktur. Bu sebeple Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yaratılmışlar i erisinde herkesten daha b y k bir minnete sahiptir. nk yaratılmışlara bir zerre ağırlığınca iyilik ulaşmış ve bir zerre ağırlığınca onlardan şerri uzaklaştırmışsa, bu ancak onun ellerinden ve onun sebebiyle olmuştur.Bunun i indir ki bir kimsenin nefsinin veya insanlardan birisinin isteği ile Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in isteği akışırsa, Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in isteğini ne alması ve kim olursa olsun, hi kimsenin s z n , Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in s z ne karşı koymaması ve ona itiraz etmemesi gerekir.M ’minlerin canlarını, mallarını ve ocuklarını, Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e fed etmeleri, onun sevgisini, b t n yaratılmışların sevgisine tercih etmeleri ve onu st n tutmaları, o bir konuda bir şey s ylemeden, hi bir şey s ylememeleri ve onun huzurunda ne ge memeleri gerekir."
Kısacası ilim ehlinin zikrettiği şey; Allah’ın gazabı ile cehennem ateşi, kulu korkutan en b y k unsurdur.Bundan kurtuluş, ancak Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in eliyledir. Allah’ın rız sı ile cenneti, kulun en b y k g yesidir.Allah’ın rız sı ile cennetini kazanmak ise ancak Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in eliyledir.
Allah Te l ’nın gazabı ile cehennem ateşine iş ret eden şey, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in şu hadisidir:
C bir b. Abdullah’tan -Allah ondan r zı olsun- riv yet olunduğuna g re, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ş yle buyurmuştur:
"Benim mis lim ile sizin mis liniz, b y k bir ateş yakan kimsenin mis li gibidir. (Ateş etrafı aydınlatınca,) ekirgeler ve kelebekler, ateşe d şmeye başlayınca o kimse, bu hayvanların ateşe d şmelerine engel olmaya alışıyor, ben sizin kuşağınızdan tutmuş ateşe d şmenize engel olmaya alışıyorum. Siz ise, elimden kurtulup kendinizi ateşin i ine atıyorsunuz.” ( M slim, hadis no: 2285 )
Buh r ’nin Ebu Hureyre’den -Allah ondan r zı olsun- riv yet ettiği hadis ise buna yakındır.
M slim’in diğer riv yetinde ise, ş yle buyurmuştur:
"Benim misalim, b y k bir ateş yakan kimsenin misali gibidir. Ateş etrafı aydınlatınca, kelebek ve ateşe d şen şu hayvanlar, ateşe d şmeye başlayınca o kimse, hayvanların ateşe d şmelerine engel olmaya alışırken, hayvanlar ona st n gelip şiddetle ateşe d şerler. İşte bu, benimle sizin misaliniz gibidir. Ben sizin kuşağınızdan tutmuş ateşe d şmenize engel olmaya alışıyor ve ateşten uzaklaşın, ateşten uzaklaşın, diyorum, siz ise, bana st n gelerek kendinizi ateşin i ine atıyorsunuz.” ( M slim, hadis no: 4235 )
İmam Buh r , Ebu Hureyre’den -Allah ondan r zı olsun- buna yakın bir hadis riv yet etmiştir. ( Hadis no: 3427 )
"Hadisten kastedilen şey; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, bilmeyenleri ve emrine aykırı hareket ederek g nah işleyenler ve şehev duygularına itaat edenleri, hiret ateşine d şmelerini, kelebeklerin d nya ateşine d şmelerine benzetmiştir. Kendisi onlara engel olmaya alışmasına ve engel olunması gereken yerlerde onları tutmasına rağmen, onların bu ateşe d şmeye gayret ettiklerini belirtmiştir.Kendi hev sına uyması, iyi ile k t y birbirinden ayırt edememesi ve bilgisizliği sebebiyle her iki t ife de kendisini hel k eden şeylere y nelmekte gayretlidirler." ( İmam Nevev ; M slim’in Şerhi )
Allah Te l ’nın rız sı ile cennetine iş ret eden şey ise, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in şu hadisidir:
Ebu Hureyre’den -Allah ondan r zı olsun- riv yet olunduğuna g re, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ş yle buyurmuştur:
“Emir ve yasaklarımı kabul etmeyip onlardan y z evirenlerden başka, mmetimin hepsi cennete girecektir. Sah be: Ey Allah’ın el isi! Emir ve yasaklarını kabul etmeyen kim olabilir? dediler. Ras lullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: Bana itaat eden cennete girer, emir ve yasaklarımı kabul etmeyip bana isyan eden de benden y z evirmiş demektir, buyurdu." ( Buh r , hadis no: 7280 )